Varoluşçu Psikoterapi

Varoluşçu Psikoterapi

Varoluşçu Psikoterapi

Varoluşçu Psikoterapi, kişiyi (zihinsel ve duygusal olarak) özgür deneyimlere yönlendirmek, kişinin otantik kararlar alabilmesini kolaylaştırmak, kişinin yaşamı ve dünyayı gerçekten sorumlu bir şekilde ele almasının yollarını ortaya çıkarmak amacıyla fenomenolojik ve kişi odaklı bir psikoterapi olarak tanımlanabilir.

Fenomenoloji, basit bir anlatımla, insanların belirli bir deneyim veya kavramla ilgili duygu, düşünce ve bakış açılarını ifade etmelerini tanımlamak için kullanılan nitel bir araştırma yöntemidir.

Psikoterapötik süreç, deneyimlerin merkezi olan duyguların fenomenolojik analizi yoluyla gerçekleşir. Terapistin biyografik çalışması ve empatik dinlemesi, duygusal anlayış ve erişilebilirliğin gelişmesine katkıda bulunur.

Varoluşçu Psikoterapi, insanların pasif bir şekilde bir deneyime “kendilerini bırakmaları” yerine, deneyimlerini içsel bir sahip çıkış ile yaşamalarına yardımcı olur. Kendini (intrapsişik) ve ayrıca dünyayı (kişilerarası) incelemeyi içerir. Varoluşçu Psikoterapi’nın amacı, deneyimlerimize yakınlaşmamızı ve onları anlamamızı sağlayan bir yaşam biçimi bulmamıza yardımcı olmaktır. Başka bir deyişle, varoluşçu psikoterapi çalışmaları, danışanın deneyimlerine ve bu deneyimleri nasıl anlamlandırdığına odaklanır. Bunun amacı, bugün yaşadığınız zorluklara daha detaylı ve derin bir şekilde bakmaktır. Bu sayede, hayatın zorlukları, bizden beklenenler ile kendi arzularımız arasındaki çatışmayı ele alarak hayatı dolu dolu yaşama yolunda seçimler yapma özgürlüğü ve cesareti bulabiliriz.